Urojinekoloji
Ürojinekoloji, günümüzde sağlık bakımından ileri seviyede bulunan ülkelerde kadınlara yönelik özel bir tıp alanıdır. En genel tanımıyla, kadınlarda ortaya çıkan pelvik taban rahatsızlıklarının tedavisi ile ilgilenen birimdir. Kadın doğum hastalıkları iç içe olan bu bölümde kendisini geliştirmiş olan hekimlere ise ürojinekolog denmektedir.
Ürojinekologların uzmanlık alanını anlamak için öncelikle pelvik tabanını tanımak gerekir. Pelvik taban kas, bağ, faysa ve sinirlerden meydana gelen destekleme sistemidir. Karın boşluğunu alt taraftan sararak kapatır. Kadınlarda mesane, rahim, idrar kesesi, vajina, makat ve rektum pelvik taban tarafından desteklenmektedir. Pelvik tabanın işlevi destekleme ile sınırlı değildir. Bu organların sağlıklı bir şekilde işlevlerini yürütmesini de sağlamaktadır. Önemli bir görevi olan pelvik tabanın bozulması kadınlarda farklı sağlık sorunlarının oluşmasına neden olur. Bunları örneklemek gerekirse; bağırsaklarının kontrolünün yapılamaması, idrar kaçırmalarının başlaması, dışkı tutamama, pelvik taban tarafından desteklenen organların sarkması, küçük tuvaletin yapımında zorluklar yaşama ile cinsel sıkıntılar baş göstermektedir. Ürojinekoloji bu problemlerin tedavisine yoğunlaşmaktadır. Ülkemizde halen özel uzmanlaşılmış bir alan konumunda değildir.
» İdrar kaçırma (Üroner İnkontinans) Nedir?
Pelvis tabanının bozulması ile ortaya çıkan en önemli sorunlardan bir tanesi kadınlarda idrar kaçırmalarının yaşanmasıdır. Çünkü kadınlarda idrarın depolanması ile işeme olayının gerçekleşmesi esnasında Pelvis tabanının desteği önemlidir. Destek görevi gerçekleşmediği durumlarda sürekli şekilde idrar isteğinin gelmesi, uyku esnasında idrar isteği ile uyanma, günün her saatinde idrarı tutamama, işeme esnasında acı çekme ve idrar bölgesinde iltihapların yaşanması olası sorunlardandır. Görüldüğü üzere bu sorunlar kadınların sosyal hayatta huzursuzluk yaşamasına sebep olur.
Kadınlarda idrar kaçırma ‘üroner inkontinans’ olarak terimleşmiştir. Toplum genelinde üroner inkontinans görülme yoğunluğu fazladır. Karna gelen basınç sonunda idrar kaçırmalar olmaktadır. Bu basıncın sebebi ise öksürme, gülme ya da dış bir baskı ile karşılaşmadır. Pelvis taban bozukluğu sonunda sürekli ve ani şekilde idrar yapma isteği geldiğinden, gün içerisinde tuvalete yetişilemediğinden de idrar kaçırılabilmektedir. İdrar kaçırma işlemi ile karşılaşıldığında boyutuna bakılmaksızın bir ürojinekoloğa başvurulmasında fayda vardır. Çünkü her hastalıkta olduğu gibi üroner inkontinasta da erken tedavi ile çabuk ve etkili sonuçlar alınabilmektedir.
İdrar kaçırma bazen sürekli seyretmez. Alkol kullanımı, normal seviyeden çok fazla sıvı ürün tüketimi, gazlı içecek tüketimi, kafein maddesi içeren maddelerin çokça tüketilmesi, kullanılan bazı ilaçların yan etkisi ve idrar yollarında meydana gelen diğer rahatsızlıklarının etkisi idrar kaçırma olayı meydana gelebilir. Kadınların hamilelik ve doğum süreçlerinde, yaşın ilerlemesiyle ortaya çıkan vücut değişimlerinde, rahimin ameliyatla alındığı durumlarda, ilgili bölgede meydana gelen kanser rahatsızlıklarında idrar kaçırma görülebilmektedir. Ortalama olarak 2 yaşından küçük olan bebeklerde meydana gelen idrar kaçırma olayları bu kapsamda değildir ve doğal karşılanır. İdrar kaçırmanın çeşitleri bulunmaktadır.
İdrar kaçırma olup olmadığının tespit edilebilmesi için bazı uygulamalar yapılmaktadır. Bunları şöyle sırlayabiliriz:
- Mesane Günlüğü: Bu formda ne kadar içecek alındığı ve kaç kez idrar yapma yaşandığı kısımları doldurulur. Bir hafta sürelidir. Bu forma sayesinde idrar kaçırmanın hangi boyutta olduğu anlaşılmış olur.
- İdrar Analizi
- Kan Testleri
- Strese bağlı ölçüm: Kadına öksürme, aşırı gülme gibi işlemler yaptırılır ve idrar kaçırma olup olmadığı not edilir.
- PVR: Her idrar yapma işleminden sonra kesede ne kadar idrar kaldığının hekim tarafından ölçülmesi işlemidir.
- Pelvik ultrasonografi
- Sistogram: Boya ile idrar yollarındaki problemlerin belirlenmesi.
- Sistoskopi: İdrar yollarının kamera ile izlenmesi
İdrar Kaçırmanın Tipleri Nelerdir?
İdrar kaçırma tedavisinin düzgün yapılabilmesi için öncelikle yukarıdaki yöntemler uygulanarak kaçırmanın derecesi ve tipi belirlenir. Rahatsızlığın sebebi belirlendikten sonra tedaviye başlanılır.
- Stres Tipi İdrar Kaçırma: Bu idrar kaçırma tipinde kişi öksürdüğü ya da güldüğü zaman, karında meydana gelen kasılmanın etkisi ile idrar kaçırılır. Kaçırılan idrar miktarı diğerlerine göre azdır.
- Sıkışma Tipli İdrar Kaçırma: Aniden idrar yapma isteği duyulduktan sonra idrarın tutulamaması halidir. Mesanenin dolu ya da boş olması fark etmemektedir. Kişinin çağrışım yapan dış seslerden etkilenmesi buna sebep olabilir. Örneğin akan bir sus sesini duan kadında istemsiz idrar isteği oluşur. Bir diğer sebebi ise soğuk algınlığıdır. Metabolizmanın soğukta kalması sonucu gelişir. Uykuda dahi idrar isteği oluşabilir.
- Karma (Mikst) İdrar Kaçırma: Bu idrar kaçırma tipinde ise hem stres tipinin hem sıkışma tipini belirtileri birlikte etkilidir.
- Fonksiyonel İdrar Kaçırma: Kişinin sağlık sorunlarında dayanan bir kaçırma tipidir. Kadında mevcut olan fiziki bir rahatsızlığın ya da psikolojik bir bozukluğun sonucu olarak idrar kaçırma oluşur. Fiziki yetersizliklere örnek olarak diyabet hastası olunması, hareket kısıtlayıcı bir hastalığın olması veya kadında kal yetmezliği hastalığının bulunmasıdır. Kişinin bilinç karmaşası yaşadığı ve tuvalete gitmeyi düşünemediği anlarda da oluşur.
- Geçici idrar Kaçırma: Süreklilik arz etmeyen, kullanılan ilcaların yan etkisi olarak ortaya çıkan ve miktarı düşük olan idrar kaçırma şeklidir.
- Devamlı İdrar Kaçırma: Pelvis tabanında gerçeklesen ameliyatlar da doğum anında meydana gelen zorlamaların etkisiyle oluşan hasarların idrar kaçırmaya sebep olmasıdır.
- Psikojenik İdrar Kaçırma: Kadınların idrarı tutma kabiliyetini kaybetmeleri sonucu meydana gelen bir rahatsızlık şeklidir. Buna sebep olarak kadında var olan duygu durumu bozuklukları gösterilebilir. Depresyon halinde bulunan kadınlarda idrar kaçırma görülmesinin sebebi de budur. Bir şeyden korkma ya da hızlı değişen duygu durumlarında oluşur.
- Gülerken İdrar Kaçırma: Daha nadir görülen bir idrar kaçırma durumudur. Genellikle kız çocuklarında meydana geldiği görülmektedir. Gülmeden sonra az y a da ok seviyede bir idrarın kaçırıldığı görülür.
- Cinsel İlişki Esnasında İdrar kaçırma: Cinsel ilişki esnasında kadının yaşadığı ereksiyonun sonucu olarak kaçırılan idrarı ifade eder. Kadının mastürbasyon yaptığı zamanda oluşabilir.
İdrar Kaçırmanın Medikal Tedavisi
İdrar kaçırmanın tedavisi aşamasında medikal araçlardan ve cihazlardan elbette yararlanılır. Ancak medikal tedavinin idrar kaçırma rahatsızlığında kullanılması ve sonuç alması kısıtlıdır. Bunlardan birincisi üretral insertler olarak karşımıza çıkar. Üretra çıkışını kapatması sayesinde idrar kaçırılmasını önler. Bir günden fazla kullanılması sakıncalı olduğundan kısıtlı olarak kullanılır. Ağır olan durumlarda kullanılması daha uygundur.
Vajina sarkması olan hastalardaki medikal tedavi ise silikon pesserler kullanılmasıdır. Pesser vajina bölgesine yerleştirilir. Pelvis kaslarına katkıda bulunacağından faydalı olur. Ancak bunun da uzun kullanımı vajinada farklı rahatsızlıkların ortaya çıkmasına neden olur.
İdrar Kaçırma Cerrahi Tedavi, Uygulamalar ve Operasyonlar
Terapi ve ilaç tedavilerine göre günümüzde en çok kullanılan ve en etkili tedavi yöntemi cerrahi tedavidir. Üç tür cerrahi tedavi alanı bulunmaktadır. Cerrahi tedaviler idrar kaçırmanın niteliğine uygun olarak laparoskopik, karından ya da vajinal yoldan yapılmaktadır. Son yıllardaki uygulamalara bakıldığında en çok gerçekleştirilen tedavi yöntemi vajinal yoldan olmaktadır. Çünkü bu teknikte hastalar yaklaşık 24 saat içerisinde ayaklanmakta ve taburcu edilmektedir. Taburcu olmasından hemen sonra hasta günlük aktivitelerine kaldığı yerden devam edebilmektedir. Son teknikler incelendiğinde hekimler tarafından en sık tercih edilen teknik ise Sling adı verilen askı yöntemidir. 15 dakika gibi kısa süre içerisinde tamamlanan operasyon bölgesel anestezi ile de mümkündür. Önceki operasyonlar incelendiğinde 10 hastadan dokuzunun rahatsızlığından kurtulduğu ve uzun süre tekrardan şikayet etmediği izlenmiştir. Bu yöntemin tüm dünyada yaygın olmasının bir sebebi de hastada farklı yan etki oluşması ihtimalinin az olmasıdır. Laparoskopik yöntemlerden ise BURCH tekniği vajinal operasyonlara yakın oranda başarı sağlanan bir tekniktir. En az uygulanan yöntemin ise açık dobliminal tekniği olduğu bilinmektedir.
Cerrahi uygulamalar içerisinde sentetik materyal enjeksiyonlarını da saymak gerekir. Mesane ve Üretra çevresindeki kasların desteklenmesi amacıyla bölgeye farklı bileşenlerden oluşan sıvı enjeksiyonu yapılır ve bu maddelerin kasları desteklemesi sağlanarak idrar kaçırılmasının önüne geçilmeye çalışılır. En kolay tekniklerden biridir. Çünkü sadece 5 dakika gibi bir süre içerisine tamamlanır. Enjeksiyon işleminin hekim tarafından öngörülen süreler içerisinde yinelenmesi gerekir. 10 hastadan altısında ciddi başarı sağlandığı görülmektedir.
Botulinum toxin tip A denilen yöntemde ise mesane çevresindeki kaslara botox işlemi yapılır. Her idrar kaçırma tipinde mümkün değildir. Doğru uygulanmaması halinde hastanın normal idrar yapma halinde acı çekmesine neden olur. Bir başka yöntem ise sinir uyarıcı cihazların kullanılmasıdır ki bu durum çok kısıtlı hallerde önerilmektedir.
Cerrahi işlemlere, medikal tedaviye ya da terapilerden önce bunları önlemeye yönelik genel uygulamalar da mevcuttur. Bu durumlar hastanın genel sağlığını da ilgilendiren hallerdir. Hastanın obeziteden korunması, sigara alışkanlığından kurtulması, kegel egzersizlerini uygulaması, kafein gibi uyarıcı maddelerden uzak durulması, lifli gıda tüketimi ve düzenli spor yapılması hususları hastanın idrar kaçırma rahatsızlığına yakalanmasını önemli ölçüde engelleyecektir.
» Labioplasti (İç Dudak Estetiği)
Pelvik taban bozukluklarının bir sonucu da organlarda sarkmadır. Vajinanın iç dudak kısmı kıyafetlerden fark edilememektedir. İç dudak bölgesindeki sarkma ya da normalden fazla büyüme durumlarında ince kıyafetler giyildiğinde iç dudak dışarıdan belli olmaktadır. Özelikle yaz aylarında bikini, mayo ya da tayt gibi kıyafetler kullanıldığında gözler görülür bir kabarıklık oluşur. Bu durum kadınlarda görsel çirkinlik ve dolayısıyla huzursuzluk oluşturur. Bu büyüyen ya da sarkan kısmın cerrahi operasyon ile normal seviyesine getirilmesine Lobioplasti denilmektedir. Lobioplasti hem zorunluluktan hem de güzellik ihtiyacından doğmaktadır. Çünkü dışarıdan belli olan iç dudak güzellik noktasında olumsuz bir durum oluşturur. Ancak iç dudak sarktığı durumlarda vajina içerisinde görmesi gereken koruma görevini yerine getirememektedir. Dolayısı ile vajinal bölge enfeksiyonlara açık hale gelmektedir.
Lobioplasti ameliyatı bölgesel anestezi ile uygulanabilir işlemlerdendir. Yaklaşık yarım saat içerisinde tamamlanan işlem yaklaşık yarım saat sürmektedir. Lobioplasti kızlık zarına dokunmaz. Lobioplasti uygulanan kadınların cinsel hayatında olumsuzluk yaşanmaz. Ağrısız ve yanma yaşanılmayan bir operasyon türüdür. Ancak basit bir ameliyat olarak gözükse de iyi bir cerrah tarafından yapılması gerekmektedir. Çünkü bölgede farklı alanlara yapılan müdahaleler ummadık sonuçlar doğurabilmektedir. Örneğin klitoris alanına kayan müdahale sonucu kadının cinsel duyarsızlık yaşaması mümkün olabilmektedir.
Lobioplasti sonrası iyileşme süresi yaklaşık bir haftadır. 3 haftadan sonra cinsel ilişki kurulabilmesi mümkündür. Estetik açıdan bakıldığında ise kesinlikle yara izi gözükmez. Lazerle yapılan lobioplastiler daha az zaman alır. Ameliyat süresince bölgedeki kanama normale göre daha düşüktür. Ağrı, acı, yanma hisleri minimum seviyededir. Yaranın kapanmasından sonraki süreç oldukça doğal görüntüde olur.
» Rahim Sarkması Nedir?
Rahim sarkması, pelvik taban kaslarındaki bozulmanın bir diğer olumsuz sonuçlarındandır. Kaslar zayıfladığında rahim vajina bölgesine doğru ilerler ve zamanla vajina dışına doğru sarkma yapar. Rahim sarkmasının yaşı yoktur. Mevcut komplikasyonlar incelendiğinde her yaştan kadında rahim sarması yaşandığı görülmektedir. Doğum yapan ve menopoz sürecine girmiş kadınlarda görülme olasılığı ise daha fazladır. Rahim sarkmasının derecesi önemlidir. Sarkmanın derecesi hafif ise tedavi istememektedir. Pelvik kasların güçlendirilmesi, kilo verilmesi, plastik destek sağlanması ve kabızlığın giderilmesi ile normal hayat sürdürülebilir. Ancak kadınların günlük yaşam kalitesinin olumsuz yönde etkileyen ve ikili ilişkilerinde zorluklar ortaya çıkaran rahim sarması mutlaka tedavi edilmelidir. Doğum esnası durumları, ileri derecede yaş, çok sayıda doğum yapma, sürekli şekilde kabız olma, kilolu olma ve devamlı öksürme hallerinde rahim sarkması riski artmaktadır. Rahim Sarkmanın belirtileri bulunmaktadır.
Aşağıdaki durumlar ile karşılaşıldığında rahim sarkması riski bulunur:
- Pelvis tabakasında ağrı
- Vajinadan doku sarkması
- İdrar tutamama
- Kabızlık yaşama
- Vajinal bölgede kanama
- Cinsel ilişki esnasında acı çekmek
- Mesane enfeksiyonlarının süreklilik arz etmesi
Rahim Sarkmasının Tedavisi
Rahim sarkması ileri boyutlara ulaşmış se mutlaka tedavi edilmelidir. Çünkü rahim sarkması sonunda kadınlarda kalın bağırsaklar ile idrar keseleri de zarar görür. Şiddetli ağrıya sebep olabilir. Kadınların ayakta durması, öksürmesi, hapşırması gibi durumlar normal olaylar olmasına rağmen kadınlarda acılara sebep olur. Kabızlık ise rahim sarkmasının hem belirtisi, hem nedeni hem de sonucudur. Rahim sarkması yaşayan kadınlarda kabızlık oranı artmaktadır. Cinsel ilişki durumlarında kadının ilişkiden zevk alamaması gibi durumlar ortaya çıkar.
İleri şiddetteki rahim sarkması hallerinde cerrahi operasyon gerekir. Bunun ilk aşaması pelvik kaslarının onarılmasıdır. Bu yöntemin yeterli görülmediği hallerde ise histerektomi ile rahimin çıkarılması gerekir. Şiddete göre robotik cerrahi, açık cerrahi ve laparoskopik cerrahi olmak üzere üç çeşit histerektomi uygulanır.
» Vajinoplasti (Vajina Daraltma Ameliyatı)
Vajinoplasti; kadınlarda yaşın ilerlemesi, fazla doğum yapılması ve farklı vajinal operasyonlar geçirilmesi sonucunda vajinal bölgede meydana gelen gevşeme ve genişlemenin giderilmesi anlamına gelen estetik operasyondur. Günlük hayatta vajina daraltma olarak da bilinir.
Bu operasyonlar vajinanın sıkılaştırılması ve gergin hale getirilmesi için yapılır. Bunun asıl sebebi ise hem kadının hem de erkeğin cinsel yaşamlarının iyileştirilmesi için gerek duyulur. Çünkü daralan vajinal bölge cinsel ilişki hazzını attırmaktadır. Nu operasyon sonunda vajinadaki lekeler yok edilmekte ve daha doğal bir görünüm kazandırılmaktadır. Kadınların cinsel anlamda özgüvenini sağlayan bu uygulama sayesinde daha fazla cinsel mutluluk yaşanmaktadır. Bu durumlar vajinoplastinin faydaları olarak görülmektedir. Vajinoplasti ameliyatının belli risklerini olduğunu söylemek gerekir. Bu ameliyat sonunda kadında kanama, daha fazla enfeksiyona uğrama, bağırsaklarda hasar, cinsel ilişki halinde ağrı gibi sorunlar ile karşılaşılabilmektedir.
» Sistosel ve Rectosel Nedir?
İdrar torbasının teknik ismi mesanedir. Pelvis tabakası kaslarının zayıflaması sonucu idrar torbasının vajinal bölgeye doğru ilerlemesi sistosel olarak ifade edilir. Doğum anları sıkıntılı geçen kadınlarda daha fazla görülmektedir. Sistosel şiddetine göre 4 farklı derecede nitelendirilmektedir. Hafif, orta, şiddetli ve tam olarak ifade edilen bu derecelere göre tedavi değişmektedir.
Sistoselin ortaya çıkmasındaki nedenlerden bazıları şunlardır:
- Menopoz
- Hamilelik
- Doğum
- Histerektomi
- Obezite
- Genetik
- Ağır kaldırma
- Uzun süreli kabızlık
Rektosel kalın bağırsak fıtığı olarak bilinir ve rektum adıyla bilinen kalın bağırsağın ucunun vajinal bölgeye doğru kayması anlamına gelir. Rektum zarının incelmesi buna sebep olur ve kadınlarda daha fazla görülür. Yapılan araştırmalar kadınların büyük bir çoğunluğunun Rektosel riski altında olduğunu göstermiştir. Doğum anında veya doğum sonrasında kalın bağırsak ile vajina arasındaki bölgede meydana gelen zayıflama rektosele sebep olur. Ayrıca kabızlık, fazla ıkınma, histerektomi gibi durumlarda rektoseli tetikler. Rektoselin belirtileri şunlardır:
- Cinsel ilişkide ağrı
- Bel ağrısı
- Vajinal bölgede kanama
- Büyük tuvalet yapmada zorlanma
- Makattan bir şey düşecekmiş gibi bir his yaşama
- Makat bölgesinde kanama